Yatırım kişiye özeldir, tıpkı bir diyet listesi gibi…Her yatırımcının;
Örneğin komşunuz 100.000 TL’sini kızının yönlendirmesi ile dolara yatırmış, 5.25 TL’den aldığı doları 7.15’ten satabilmiş olsun…Bu işlemin sonucunda komşunuz sadece 2 ayda portföyünü 136.190 TL’ye taşımış oldu…Ne kadar güzel bir sonuç değil mi? Herkes böyle bir yatırım yapmak ister…
Siz de komşunuzdan bunu duyunca heyecanlandınız ve elinizdeki 100.000 TL’yi 7.05’ten dolara yatırdınız, ancak dolar düşmeye başladı… Sabırla beklediniz daha da düştü ve 5.30 seviyesine kadar çekildi…Büyük hayal kırıklığı yaşadınız ve portföyünüz 75.170 TL’ye düştü…3 ayda bir yıllık birikiminizi kaybettiniz…Gerçekten çok can sıkıcı bir durum…
Örnekte de görüldüğü gibi her yatırım kendi dönemine, piyasanın yapısına göre riskler taşır, zar zor biriktirdiğiniz paranızı kulaktan dolma, çok dalgalı piyasalarda değerlendirmeniz ek riskler içerir…
Bir de şu örnekten yola çıkalım…
Ali Bey emeklidir, kendi evinde oturmaktadır ve bir aracı vardır. Emekli maaşı dışında kira geliri de bulunmaktadır. Torunu için biriktirdiği bir yatırımı olan Ali Bey, yaptığı yatırımda enflasyonun üzerinde bir getiri beklemektedir. Bu nedenle 500.000 TL’sini risk alarak altına yatırmıştır. Altının düşüşe geçmesi ile parasının bir miktarını kaybetmiştir. Ancak Ali Bey’in acelesi yoktur, çıkmasını bekleyebilir. Zaten torunu için biriktirmekteydi bu tasarrufu…
Zeynep Hanım ise henüz 35 yaşında, özel sektörde çalışan, kirada oturan orta düzey bir yöneticidir. Ev alma hayali kurmaktadır. Peşinat için biriktirdiği 150.000 TL’sini Ali Bey ile aynı dönemde altın alarak değerlendirmek istemiştir. Beklediği gibi bir sonuç alamayan Zeynep hanımın portföyü 130.000 TL’ye düşmüştür. Kazanacağım derken elindekini de kaybetmiştir. Zeynep hanım için bu durum, ev fiyatları aynı kalırsa en az 6 ay da beklemesini gerektirecektir. Zeynep hanım için zaman önemlidir, çünkü bir taraftan kira ödüyor, bir taraftan da birikimini değerlendirmek istiyor. Bu yüzden pişman olmuştur, peki ne yapmalıydı?
Görüldüğü gibi iki yatırımcı arasında fark, yatırımın sonucundaki durumun yarattığı etki ile ortaya çıkıyor…
Peki Zeynep Hanım nerede hata yaptı?
Zeynep hanımın kısa vadede ev alma arzusu var, yani 1 yıldan önce…bu hedefine ulaşmak için maaşından birikim sağlıyor, başka gelir kaynağı yok. Bu kadar kısa vade içerisinde oynak piyasalarda işlem yapmak biraz riskli olabilir. Tasarruf sonucunda bir kısa vadeli bir hedef söz konusu ise birden fazla yatırım aracı ile riski dağıtmak yani portföy çeşitlendirmesi yapmak mantıklı olacaktır.
Eğer Zeynep Hanım,
Aynı dönemde 150.000 TL’sinin 50.000 TL’sini altına, 50.000 TL’sini vadeli mevduata, 50.000 TL’sini Hisse Fonuna yatırmış olsa idi, dönem sonunda 162.000 TL getirisi olacaktı. Ancak tasarrufunun tamamı ile altın yatırımı yaptığı için tüm riskini sadece bir yatırım aracına bağlamış oldu.
Aynı durum Ali Bey için de geçerli elbette…Ali Bey’in yatırım vadesi ve hedefi farklı olduğu için sadece altına yatırım yapmasının etkisi Zeynep hanıma göre daha düşüktür.
Özetle, tüm yumurtaları aynı sepete koyarsak sepet düştüğünde tüm yumurtalar kırılabilir, buna karşın tüm yumurtaları birden fazla sepete dağıtırsak kaybetme olasılığımız düşecektir.
Tasarruf ederken yapılan yanlışlardan biri de tasarrufun enflasyon yokmuş gibi evde, cüzdanda ya da bankalarda vadesiz hesapta tutulmasıdır. Enflasyonun yüksek olduğu bir ekonomide bir tasarruf hesabının öncelikli amacı tasarrufun enflasyona karşı korunmasıdır. Hiçbir getiri sağlamadan tasarruf etmek, rasyonel (akıllıca) bir tasarruf alışkanlığı değildir.